Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Aile bakanının kadın mücadelesini hedef alan sözlerini değerlendirmek, kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümü gerçeklerini açıklamak, kadın cinayetlerini durdurmak için 12 ay yeter demek üzere 1 Ekim Perşembe günü Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında açıklamayı, Platform Genel Sekreteri Fidan Ataselim yaptı. Aysun Yıldırım'ın annesi Hüsniye Yıldırım da basın toplantısına katıldı.


Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim'in yaptığı açıklamanın tamamı şu şekildeydi:


Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verileri çarpıtmasın, gerçekleri açıklasın

Aile, Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığı kadınlarla ilgili sorumluluklarını unutturmaya çalışıyor. Kadın cinayetlerini durdurmakla ilgili tüm imkan ve yetkiye sahip olan bakanlıktır. Görüyoruz ki bakanlık kadın mücadelesi ile elde edilen verilere yanlış diyerek bize muhalefet ediyor. Bakanlığın görevi kaç kadının, kim tarafından, nerede, nasıl öldürüldüğünü şeffaf bir şekilde açıklamaktır. Bizler kadın cinayetlerini toplumumuzun önemli bir sorunu olarak tespit edip 2010 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunu kurduk. Bakanlığa 2011, 2013, 2014  yıllarında verileri sorduğumuzda öyle bir veri yok dediler.  Bakanlık görevini yapmadığı için bizler 10 yıldır kadın cinayeti verilerini oluşturmak durumunda kaldık. Bu veriler öyle bazıları gibi sipariş veriler değil. Bakanlığın da dediği gibi gazete küpürlerinden derlenmiş veriler. Bu yüzden açıkladığımız kadın cinayetleri yokmuş gibi anlatılamaz. Bakanlık kadın cinayeti verilerini 2 yıldır açıklıyor, şüpheli ölümleri anlamaya çalışıyor. Bu çok geç atılmış bir adımdır. Bu adımı attıran politik, hedefi olan örgütlü kadın mücadelesidir. Halbuki 1000lerce kadın hayatta olabilirdi. Bu yüzden verileri çarpıtmayın gerçekleri açıklayın. Şunu da belirtmek isteriz ki: Kadın cinayetleri ve işsizlik gibi iki önemli krize birden bakan bakanlık olmaz. Bakılamadığı ortadadır.

Kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri gerçekleri sorunun kaynağına işaret eder. Çözümün yolunu gösterir. Bu yüzden verileri önemsiyoruz. Fakat tek başına yeterli değil.

Bakanlıklar uzun uzun kurulan cümlelerin arasında bir kadın bile çok önemlidir diye ifade ediyor. İşte o bir kadının yaşam hakkı ile ilgili bölüm, nelerin yapılmadığı ile ilgilidir. Sorumluluklar ile ilgilidir. Laf arasında kadınların hayatı önemsizleştirilemez. KADES uygulaması, genelgeler, eğitimler, yasaların varlığı anlatılıyor. Bunlar zaten yapılması gereken şeyler. Ama kağıt üzerinde kalmayıp etkin uygulanması siyasi irade gerektirir. Biz, anlattığımız bütün bu sorumlulukları üstleniyoruz. Yetkilileri izliyorsunuz. Biri bile çıkıp kadın cinayetlerini durduracağız diyemiyor. Biz toplumla birlikte mücadele ederek kadın cinayetlerini durduracağız.  

Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümü gerçekleri yol gösterir

Kadınlar kendi hayatına dair karar vermek istediği için öldürülüyor. Kadınlar hayatta kalmaya çalışırken bizler şiddete uğrayan kadınlar ve öldürülen kadınların yakınları ile birlikte mücadele yürütüyoruz. Geçtiğimiz aylarda kadınları yaşatacak olan istanbul sözleşmesi tartışmaya açıldı. Bizler başından beri kadına yönelik şiddetin çeşitli önlemlerle, bireysel kurtuluş modelleriyle çözülebileceğini düşünmüyoruz. Kadınların kendini savunması kamu otoritesi dururken, kolluk dururken pek olası değil. Kadınlar kendini savunabilir ya da savunamaz hükümet niye vardır? Var olan hükümetlerin bu konuda adım atması gerektiğini anlatıyoruz. Kadınların ağırlığının olduğu hükümetlerin bu adımları atabileceğini düşünüyoruz. Kadın cinayetlerini durdurmak, şiddeti sonlandırmak bütünlüklü bir konudur. Bunu sağlayacak olan İstanbul sözleşmesidir. İstanbul Sözleşmesini uygulatmak için yıllarca çok yönlü ve etkili bir mücadele yürüttüğümüzü düşünüyoruz. Atılan adımlar da çıkan yasalar da bu sayededir. İstanbul Sözleşmesi kadınların güçlendirilmesi, korunması ve yaşatılması için kamuya sorumluluk yükler. Düzenlemeler yapılması gerektiğini anlatır.  İstanbul sözleşmesine yönelik saldırı bu açıdan tesadüf değildir. 

İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın geri çekilmesi ile açılan tartışma artık yorum beyanında bulunmak diye konuşulur oldu. Toplum artık kadınların uğradığı şiddete, kadın cinayetlerine sessiz kalmıyor. Siyasi iktidar toplumun ilerleyişinin gerisinde kalıyor. Asla yalnız yürümeyeceksin diyerek yürüttüğümüz mücadeleyle bu tartışması geriletilebildi. Sürecin takipçisi olacağız. Gerçeklerin ne olduğunu da takip etmeye devam edeceğiz

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonucunda Eylül ayında 16 kadın cinayeti, 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadınlar en çok en yakınları tarafından ve evlerinde öldürüldü. İntihar ya da kaza süsü verilmiş, intihara sürüklenmiş, faili henüz bulunmamış nice kadın ölümü gerçekleşti. Kadına yönelik şiddete türlü bahaneler üretilmesine karşı net tutum alınmadı, şiddet normalleştirildi.

Kadın cinayetlerini durdurmak için 12 ay yeter

Bizler kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Görüldüğü üzere bu konuda gerekli adımlar hızla atılmıyor. 12 ay boyunca her ay bir adım atılsa bile 1 yıl içerisinde bu sorunun çözülebileceğini düşünüyoruz. Şiddetin ortaya çıkmayacağı bir toplum yaratmak mümkün. İstanbul sözleşmesi nasıl uygulanacak, kadınlar nasıl eşit yaşayacak sizlerle paylaşmak isteriz:

1. 6284 etkin uygulanacak, uygulamayan kolluk birimleri için yaptırım caydırıcı olacak
6284 sayılı Kanun etkin uygulanmıyor. Yasayı uygulamayan görevlilerle ilgili yaptırım uygulandığını gördünüz mü? Sadece kolluk eğitimi ile tek yönlü çözüm olmaz.  

2. Şiddeti önleme merkezleri ve sığınaklar yeterli sayıya ulaşacak
Kadınların sığınacakları yerler sadece seçim dönemlerinde gündeme geliyor. Kadınlar şiddete uğradıktan sonraki süreci izlenmiyor. Cinsel şiddet kriz merkezleri yok. 

3. Boşanma süreçleri kolaylaştırılacak, şiddet varsa uzlaşma önerilmeyecek
Kadınlar şiddetten kurtulmaya çalışırken en çok boşanma süreçlerinde öldürülüyor. Barışma teklifini reddettiği için kadınlar öldürülürken şiddetle barışmaları önerilemez. 

4. Kadınların iş yaşamına eşit ve güvenceli katılımı sağlanacak
Kadınların şiddetten kurtuluşu için ekonomik eşitliğin sağlanması zorunludur. Tüik’e göre hala işgücü bile sayılmayan, güvencesizlik dayatılan, işsiz bırakılan milyonlarca kadın var.

5. Kadına yönelik suçlarda cezasızlık son bulacak, adalet sağlanacak
Toplumda adalate olan güven sarsılmış durumda. Fikrini ifade edenler tutuklanırken kadına yönelik şiddet faillerinin tutuksuz yargılanması toplumda adalete olan güvensizliği derinleştiriyor. Kadına yönelik şiddet suçlarında da verilen ayrımcı indirimler cezasızlığa yol açıyor. “ Daha önce yaptım yine yaparım. Benim kim olduğumu biliyor musun?” gibi haberlerde gördüğümüz ifadeler artıyor.

6. Şüpheli kadın ölümlerinde soruşturma süreci titizlikle yürütülecek, gerçek açığa çıkacak
Süreç şeffaf yürütülmüyor. Kadınların ölümü intihar mı? Kaza mı? Doğal ölüm mü? Derin bir şüphe yaratılıyor.  Artan şüpheli kadın ölümleri toplumda üzeri örtülüyor mu tedirginliği artırıyor.

7. Bireysel silahlanma yasaklanacak
Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürülüyor. İnternetten sipariş edilen silahlarla öldürülen kadınlar hayatta olabilirdi. 

8. Kadınlar için 7/24 çalışacak acil yardım hattı oluşturulacak
Kadınların kolay ulaşabileceği bir yardım hattı yapmak bu kadar zor olmasa gerek. En önemli konumuz olarak anlatmıyoruz, bu kadar basit bir şeyi bile yapmadılar bunu göstermek istiyoruz.

9. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi müfredatta yerini alacak
Ne yazık ki toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili protokoller kaldırıldığı gibi ders kitapları cinsiyetçi telkinlerle dolu.

10. Farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği olan bireylere ayrımcılık yapılmayacak
Anayasada eşit yurttaşlık haktır. Anayasanın ruhu da toplumun ruhu da farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği olan bireylerin eşitliğini anlatırken İstanbul Sözleşmesi’nin ayrımcılık maddesi tartışma konusu edildi. 

11. Kadınlar için çalışacak ayrı bakanlık kurulacak
Bakanlık Aile, Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığı. Ülkenin en önemli iki sorunu ile ilgili birçok konuya bakan bakanlığın aslında bakamadığı açık değil midir? İşsizler ordusu büyüyor, kadın cinayetleri artıyor. Bu şekilde gerçek adımların atılamaması olağandır ama apaçık bakanlıkları birleştirmek siyasi karardır.

12. Kurumlar arası koordinasyon sağlanacak
Bütün bu önerilerin hayata geçebilmesi için kurumların bu benim alanım değil diyerek kenara çekilmemesi gerekir. Bu şekilde kadınlar hayatın akışında güçlenebilsin, korunabilsin ve yaşasın.

Sürekli bir mücadele ile bu maddelerin her birinin hayata geçmesini sağlayacağız. Bu süreçte tüm kadınları mücadelenin öznesi olmaya, herkesi yanımızda olmaya davet ediyoruz.



2020 Eylül ayı kadın cinayetleri raporuna buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.