Emekçi Hareket Partisi (EHP) İstanbul Büyükşehir Sosyalist Bağımsız Belediye Başkan Adayı Özge Akman, İstanbul’da betonlaştırma siyasetinin sonuçlarına ilişkin bir açıklama yaptı. Kabataş’ta yaptığı açıklamada çarpıcı rakamların altını çizen Akman, İstanbul’da kişi başına 4 metrekare yeşil alana karşılık 1 ton beton düştüğünü söyledi:

“Sevgili İstanbullular İstanbul da bir kişi başına ne kadar yeşil alan düşüyor biliyor musunuz? Şu an oturduğum yer kadar. Ortalama 4 metrekare. Peki ne kadar beton düşüyor? Yaklaşık 1 ton. Evet hepimizin bildiği sorun İstanbulda yeşile hasretiz ama bunu bu hale getirenlerin yüzsüzce yaptığı gibi tesadüfen olmuşçasına konuşmayacağız ve bunu beton sorunu olarak adlandıracağız.

Herkesten bunu duyarsınız bu günlerde. Yerel seçim geliyor, bugüne kadar beton yığanlar sorunu biliyor, yeşil yeşil diye ağlıyorlar. Yıllardır bitmeyen metrolar bitiriliyor, ki kimisi bitmeden açılıyor, betondan yaptıkları millet bahçeleri anlatılıyor sanki her yer yeşil olacakmış gibi müjdeleniyor. Çünkü rakamlar çok vahim ama failsiz değil.”

RAKAMLARLA İSTANBUL’DA BETONLAŞMA

Özge Akman, İstanbul’daki betonlaşmanın geldiği düzeyi rakamlarla ve madde madde açıkladı. İşte Akman’ın açıkladığı madde madde betonlaşma:

“Dünya metropollerinde kişi başına düşen yeşil alanda sondan ikinci sıradayız.

İstanbul'da bir kişiye 4 m2 yeşil alan düşüyor. Bunun yasal sınırı ise en az 15 metrekare. Mesela birinci sıradaki İzlanda’da kişi başına düşen yeşil alan 420 metrekare.

İstanbul'da ise bir yere 1 ağaç dikiliyorsa, her dakika tonlarca asfalt dökülüyor.

O dikilen bir ağaç varsa, binlerce ağaç ve bitki örtüsü baltalanıp imara açılıyor.

Vahim tablonun acı sonucu son 20 yılda 470 deprem toplanma alanından sadece 70 i kaldı. Ne oldular çoğu AVM, ya da başka bir beton işletme. Özetle rant.”

“YENİ RANT İHTİYACI DUYANLAR BETON YERİNE YEŞİLİ GETİREMEZ”

EHP İstanbul Adayı Akman, krizin yarattığı sonuçlarla yerel seçim sürecinde yeni ranta ihtiyaç duyanların beton yerine yeşili getirmesinin mümkün olmadığına işaret etti:

“Bu beton nereden geldi bi bakalım? 25 yıldır İstanbul'un nasıl yönetildiği bildiğiniz gibi. İstanbul sadece nüfusun değil rantın en büyük olduğu kent demek. Rant demek bugüne kadarki ekonomik durumda inşaat demekti. İnşaat demek sermayeye hızlı kar akışı demekti. Şimdi para bitti, kredi bitti yeni rant gerek. Bu nedenle eğer bir seçim varsa müteahhitler düşer piyasaya…Yeni rant ihtiyacı duyanlar beton yerine yeşili getirebilir mi? İşte bu esasa dayalı yönetimlerden siz betonun kaldırıp yeşili getireceklerine inanabilir misiniz? Mümkün değil.”

BİZ BETONA DOYDUK AMA ONLAR PARAYA DOYMADI

Akman, yurttaşların ihtiyaç duymadığı projelerin gündeme gelmesinin kaynağının rant olduğuna işaret ederek “biz betona doyduk ama onlar paraya doymadı” dedi:

“Öyle olsa hiçbirimizin ihtiyaç duymayacağı Kanal İstanbul gibi bir proje neden gündeme gelsin? Hepimizin geçmeden parasını ödediğimiz köprüler neden yapılıp durulsun? Son kalan akciğerlerimiz Kuzey Ormanlarına neden her seferinde girmenin planını yapsınlar? Çünkü biz bu betonlara doyduk ama birileri paraya doymadı. Daha da kötüsü para bitti!”

ÖZGE AKMAN İSTANBULLULARA SORDU: KABATAŞ’TAN VAPURA BİNMEYE Mİ İHTİYAÇ DUYARSINIZ BETONDAN MARTIYA MI?

Açıklamanın yapıldığı Kabataş’taki Martı Projesi de Akman’ın gündemindeydi. Akman mevcut yerel yönetimin denize bile beton döktüğüne işaret ederek İstanbullulara şu soruyu yöneltti: “Kabataş’tan vapura binmeye mi ihtiyaç duyarsınız, betondan martıya mı?”

“Yeni ranta yeni betona öylesine hasretler ki… Şimdide size yeşil diye önerdiklerine bir bakın, nerede ağaç görseniz ya altında beton var, ya yanında. Etrafında devasa otoparklar avmler var, ya süs niyetine ya rant niyetine. Yani yeşillendirmeyi bile ranta çevirebilenlerin vaatlerini dinliyorsunuz. Bakın arkamda gördüğünüz denize bile beton döktüler. Martıların bile yaşam alanını katledip betondan martı yaptılar. Sevgili istanbullular siz kabataştan vapura binmeye mi daha çok ihtiyaç duyarsınız, betondan martıya mı?”

“ÇEKMEKÖY’E DOĞA MÜZESİ ÖNEREN, SALDA GÖLÜ’NE MİLLET BAHÇESİ YAPIMINI ALKIŞLAYAN MUHALEFET BELEDİYELERİ…”

Akman, muhalefet belediyelerinin de beton rantından geride kalmadığını öne sürdü:

“Bu beton rantı çok fena bir şey. Eğer paranın malın mülkün gücü sizin elinizde değilse ancak giden her ağaç acı verir. Kentin çocuklarını sonraki kuşaklarını düşünür üzülürsünüz. Ama bu gücü elinde bulunduranlar için görüşleri farketmez çıkarları müteahhitlerle buluşur. Hangi belediye olursa olsun, bir doğal güzellik varsa ondan para kazanmanın yoluna düşer. Öyle de oldu, sadece iktidar değil, muhalefet belediyeleri de hiç geri kalmadı.

Kuzey ormanlarının dibinde yani Çekmeköy gibi doğanın dibindeki ilçeye “doğa müzesi” öneren binasever de gördük, dünya harikası koruma altına Salda gölüne yapılması planan korkunç millet bahçesini alkışla karşılayan belediye başkanı da…”

“FAZLA BETONU YIKIP YENİ EKOLOJİK ALANLAR YARATMAMIZ MÜMKÜN”

Özge Akman, her yıl yeniden dökülen asfaltların, kamu arazilerinin özelleştirilmesinin, yandaşlara verilen ihalalerin mümkün olduğuna vurgu yaptı. Yeşilin İstanbulluların yanıbaşında olacağı şekilde mimarinin dönültüştürülmesi gerektiğine şu sözlerle işaret etti:

“Sevgili İstanbullular, biz betonu sevemeyiz. O betonların kimlerin cebini doldurduğu, kimlerin ciğerlerini doldurduğu belli. Bizim ciğerlerimiz artık betona doydu. Biz yeşil alan istiyoruz, ama beton üzerine süsleme, yeşil alan demek değildir. Bitki örtüsüyle, iklimiyle, ekolojik alanlarımız bu betonlarla baltalanmazsa geleceğimizi kurtarabiliriz. Her yıl yeniden dökülen asfaltları, kamu arazilerinin özelleştirilmesini, yandaşlara verilen ihaleleri durdurmamız mümkün.

Hatta bu fazla betonu yıkıp, yeni yeşil ve ekolojik alanlar yaratmamız da mümkün betondan değil gerçek martıların yaşayacağı sahiller mümkün. Kaldırımlardan, bina boşluklarına, her boşluk alanı ağaçla bitki örtüsüyle buluşturabiliriz. Hatta yaşadığımız bütün binaların çevrelerini bile ağaçlar ile kaplayabiliriz. Yeşil yanı başımızda olmalı. Mimari buna göre dönüştürülmeli.”

“BETON YEŞİL ALANLARA GİTMEYECEK, YEŞİL ŞEHRİN İÇİNE GELECEK”

Akman, rant-beton-para siyasetinin durdurulabileceğini söyleyerek yeşilin şehrin içine gelebileceğine vurgu yaptı:

“Bugün kendi ekonomilerini kurtarmak için her gün yükselen betonlar, geleceğimizin gölgesi ama durdurabiliriz. Biz paranın malın mülkün gücünü elinde bulunduranların tarafında olamayacaklar olarak durdurabiliriz. Rant beton para siyasetini yürüten bir avucu, milyonlarca çoğunluk olmanın gücünü elinde bulunduranlar olarak durdurabiliriz. İstanbulda betonu durdurabiliriz. Beton daha fazla yeşil alanlara asla gitmeyecek, ağaç, yeşil, bitki örtüsü şehrin içine gelecek.”