Akman her gün çilelerle dolu bu yola para verdiğimizi hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu yola neden para veriyoruz? Biz bu ulaşıma neden para veriyoruz? Bu çileyi çekmek için mi bu paraları veriyoruz? Her gün verdiğimiz paralarla, her sabahın köründen her akşamın gecesine kadar verdiğimiz paralarla bize görülen reva en sonunda bu metroların bu metrobüslerin, bu otobüslerin, bu minibüslerin kapısından bile giremeyerek, kapılarından sallanarak işlerimize, okullarımıza ulaşmaya çalışmamızla sonuçlanıyor.

Ulaşım tamamen ücretsiz olmalıdır

Özge Akman, ulaşım sorunun kader olmadığına değindiği açıklamasında, ulaşımın tamamen ücretsiz olması gerektiğini savundu. Ulaşım koşullarının insanlık dışı olduğunu belirten Akman, bunun değiştirilebileceğini belirtti. Özge Akman devamında şunları dile getirdi:

“Bu kentte bu kadar özel araçla gitmek zorunda bırakılan işçiler, emekçiler, tüm bu kente emek verenler bu araçları kullanmak zorunda değildi. Ama toplu taşımayı, hepimizin ulaşması gereken, hepimizin ücretsiz kullanması gereken toplu taşımayı bu hale getirenler, herkesi kendi çözümleriyle başbaşa bıraktılar. Bu sebeple bugün, her günün sabahında ve her günün akşamında, işlerine gitmeye çalışan insanlar kendi araçlarını kullanmak zorunda kalıyor. Bunun karşısında bize şu ulaşımı çözmeye çalışmayı bırakıp da hala otopark öneriyorlar. Hala bu kentin yeri üzerinde yer işgal etmeyi öneriyorlar.”

Metro yeni bir müjde mi?

Özge Akman her seçimden önce ısıtılıp tekrar gündeme getirilen raylı sistemlere de değindi. Akman açıklamasında metro hatlarının bugüne kadar neden tamamlanmadığını sordu:

“Metro denilen şey bugün yeni icat edilmedi sevgili arkadaşlar. 1900’lerde tüm dünyada uygulanan metro, zaten bu ülkede de ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örmek üzere başlanmıştı. Bu metrolar neden tamamlanmadı? Bu raylı sistemler neden tamamlanmadı? Bugün şimdi hala bize her yerel seçimde metro ağlarını tamamlayacağız diye yeni bir müjde veriyorlar. Bu yeni bir müjde mi? Bu işlere giden bizleriz. Yani bu kentin çoğunluğuyuz biz. Buralardan sadece birkaç kez geçecekken konvoylar kurup bizim trafiğimizi daha bile fazla kitleyen değil toplu taşıma kullananlar, bizleriz. Bizler çoğunluğuz. Elalemin başkanlarına bakın, etrafta bisiklet yolları kuruyor, bisikletleri ile şehri geziyor. Bizim ise en küçük birimin başına geçen herhangi bir başkan bile bu kentte şuralarda konvoylar kurup bu trafiği kilitlemeye bir de kendisi ortak oluyor. Biz bu trafik çilesini de bu ulaşım çilesini de çekmek zorunda değiliz. Her gün gittiğimiz işlerin ulaşımından da bugün o işlerde ürettiğimiz emeğe el koyanlar, o işlerde ürettiğimiz emeğe hükmedenler çözmek zorundadır.”

Tek anladıkları rantlarına rant katmak

Bugüne kadar çözüm üretmeyenlerin bugünden sonra da İstanbul’un çilelerini çözmeyeceğini belirten Özge Akman, rantçı adayların İstanbul’dan anladıkları tek şeyin sadece rantlarına rant katmak olduğunu vurguladı. Özge Akman açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Her sabahın köründe işlerine gidenler, her akşam geceye kadar yollarda geçirenler, günün 10 saati emek verip bir yerlerde üretmeye çalışanlar, bir de üzerine saatlerini yolda harcamak zorunda değildir. Bu kentte bu ulaşım çilesi kader değildir. Bugüne kadar kader diyenlerin de yerlerinde, koltuklarında oturmaya devam etmesi de kadiri mutlak değildir. Tamamen değişebilir. Biz çoğunluğun bir araya gelmesiyle, biz çoğunluğun gücüyle yani bu kentte bu metrobüslerde poz verenler değil de, gerçekten bunun çilesini her gün çekenlerle bunu tersine çevirebiliriz. Bu kentin metro ağlarıyla nasıl donatılabileceğini göstereceğiz. Bu deniz ulaşımının nasıl daha gerçek bir biçimde sağlanabileceğini göstereceğiz.”