Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
-Herkes borç batağında. Esnaf, çiftçi, sanayici... Devletin kendisi de borç batağında.
-Gerçekten de samimi olarak söylüyorum mutfaklarda yangın var. insanlar geçinemiyorlar, insanlar bu yükü iliklerine kadar hissediyorlar.
-Düşünün rahmetli Ecevit Başbakan iken bir yazarkasa atıldı ortalık birbirine girdi. Şimdi bir insan meclisin çatısına çıkıyor, biri kendini yakıyor işsizlik yüzünden. Sessizlik sürüyor
-Sorunu çözmesi gerekenler bütün bu sorunlara duyarsız kalmaya devam ediyorlar. 100 günlük program açıklamışlardı, maddelerden birisi devletten nasıl tasarruf yapılacağını araştıracağız diye komisyon kurma idi. Çağırın bir ev kadınını anlatsın size demiştim. Bürokraside bir kural vardır, bir sorunu unutturmak istiyorsanız komisyon kurarsınız.
-Vatandaşa çağrılar yaptılar, dolarları bozdurun biz milliyetçiyiz dediler. Bir muhalefet partisi de bunlara destek verdi. Sarayın bekçiliğini üstlendiler.
-1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında çalışıyor. Bunları bizim dışımızda hatırlayan yok. Çoğunluğu inşaat işçisi, mevsimlik işçi. Bunların sorunlarını çözmek bizim boynumuzun borcu.
-Damat konuşurken bir bakın Allah aşkına. Konuşurken bir izleyin, tam bir kibir abidesi. Sırıtırak, insanları aşağı görerek konuşuyor. Hayatında yoksulluk nedir görmedi ve bilmedi bu kişi. Devletin hazinesini emanet ediyorsunuz bu kişiye. Çocuğa harçlık vermemek ne demek bilmiyor. Bir kibir abidemiz de biliyorsunuz Saray'da oturuyor. Bütün bu sorunları bu topluma yaşatan bu iki kişidir. Hanedan gibi ülkeyi yönetiyorlar.
-Bu kibir abidesi diyor ki "Biz çiftçiye traktör yetiştiremiyoruz, sen hayal aleminde geziyorsun" diyor. Bu adam nerede yaşıyor? Bunun önüne bir rapor da mı koyamıyor? Traktör satışları bir yıl önceye göre yüzde 62 düşmüş'
-Erdoğan kalkmış 'sokaklara çıkarsanız şunu yaparım, bunu yaparım' diyor. Sevgili Erdoğan ben zaten sokaktayım. Sen kibir abidesisin. Ben evde otururum sen Saray'da oturursun. Ben kahvede de otururum sen 3000 kişiden aşağı çıkamazsın.