Uçurtmayı Vurmasınlar, Tarkan, On Korkusuz Adam, Demir Yumruk, Cafer Bey, Murtaza gibi filmlerin yönetmeni Tunç Başaran, Sabah gazetesinden Tuba Kalçık'a konuştu.

Kalçık'ın "Uçurtmayı Vurmasınlar' filminiz, bir döneme damga vurdu. Hatta Türkiye'nin ilk Oscar aday adayı oldu. Film, 12 Eylül dönemini anlatıyor bir çocuğun gözünden" demesi üzerine Tunç Başaran şunları söyledi: "Hayır. Katılmıyorum size. Bir sevgi filmidir 'Uçurtmayı Vurmasınlar'. Filmi bu duygularla yaptım. Hiç politik bir film değil düşünülenin aksine. Ben filmde mekan olarak hapishaneyi seçmiştim sadece. Aynı filmi tren garında da çekebilirdim. Benim amacım sevgiyi anlatmaktı. Sanat eserlerini herkes kendine göre yorumlar. Bence sanatın politik bir amacı yoktur, zaten olmamalı."

Kalçık'ın "1938 doğumlusunuz ve filme de konu olan tek parti dönemini yaşadınız. O yılların sizde bıraktığı iz ne?" sorusu üzerine Başaran: "Atatürk öldüğünde 10 günlüktüm. Onunla 10 gün de olsa aynı dönemde dünyaya geldiğim için gurur duyuyorum. Atatürk sonrası tek parti dönemi, tek kelimeyle berbattı. İsmet İnönü mağduruyum. Tek parti dönemi, faşist bir dönemdi. Soldan da, sağdan da insanlar çok mağdur oldu. Sefillik içinde öldü insanlar. Karneyle ekmek alıyorduk" dedi.

"Bu, günümüze nasıl yansıdı sizce?" sorusuna ise Başaran şu yanıtı verdi: "İnsanlar çok çekti. CHP hâlâ niye halkın çoğundan oy alamıyor biliyor musunuz? Tek parti döneminde yaşattıklarından dolayı. Hâlâ hafızalarda o yıllar. İsmet İnönü, Atatürk'ün izlerini silmek için her şeyi yaptı. Atatürk, dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük liderlerden biri. Yaşadığı dönemde herkesi birleştirdi, bir araya getirdi. Bakın ilk meclise; herkesi temsil eden vekiller var. Böyle özel bir liderdi. İnönü ne yaptı? Paralardan Atatürk'ün resmini kaldırdı, devlet dairelerinden de resmini kaldırıp kendininkini koydu. Sen Atatürk gibi bir insanın izlerini nasıl silmeye kalkarsın? 1960 darbesi öncesi yalan haberler çıkarıp halkı sokağa dökmek istediler. 'Gençler kıyma makinesinden geçirilerek öldürüldü' yalanını çıkardılar. O zaman 20'li yaşlarımın başında üniversitede okuyordum, iyi hatırlıyorum. Büyük yalanlar çıkardılar. Milleti sokağa döküp 27 Mayıs Darbesi'ne kılıf buldular. '27 Mayıs darbe değil' diyen ahmaklar var hala bunları anlamak mümkün değil. Darbeydi düpedüz."