İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına Berna Laçin ile avukatı katıldı. İddianamede geçen ifadeleri hiçbir şekilde kabul etmediğini söyleyen Berna Laçin Eşiz, "İddianameye konu tweeti ben attım. Bu idam ile ilgili bir tweettir. Tweette idam etiketi bulunmaktadır. Dinle ilgili herhangi bir konu yok. İdamla ilgili bir konudur. Bunlar troller tarafından bilinçli olarak saptırılıp bir gündem yaratılmıştır. Şu anda burada olmama sebep olmuşlardır" dedi.
'Sadece sanal dünyada kalmış bir olaydır'
Sosyal medyada yaratılan infial ile günlük yaşamında karşılaşmadığını söyleyen Berna Laçin, "Ne benim şahsıma bir tehdit gelmiştir ne de halk arasında bir tartışma, bir atışma olmamıştır. Günlük hayatta karşılığı yoktur. Sadece sanal dünyada kalmış bir olaydır" diye konuştu.
Davaya konu tweette Medine şehrinin adı geçtiği için yargılandığını söyleyen Berna Laçin, "Medine şehrinin adı geçtiği için iddianame de oradan tutturdu. Oysa ki benim bahsettiğim idamın bulunduğu şehirler içinde verilmiş bir örnektir, herhangi bir dini içeriği yoktur. Nasıl ki Sultanahmet'te hırsızlık çok arttı desem camiye bir hakaret değil ise buradaki Medine sözü de dini bir içerik taşımamaktadır. Şehirlerin kutsalları vardır ama o şehirde doğup büyüyen herkesi kutsal saymak mümkün değildir. Bunun böyle olmadığı da çok yakın zamanda Kaşıkçı cinayeti ile hepimiz gördük. Bana saldırıların öznesi olan Arap kardeşlerimiz Müslümandır. Dolayısı ile 'böyle bir şey yapmaz' cümlesinin içinin de boş olduğunu gördük. Nasıl ki Sayın Cumhurbaşkanımız Suud'ların yaptığı cinayeti anlatırken 'katiller' dediğinde Müslümanları kast etmiyor ise ben de Medine şehrinden bahsederken bunu İslamiyet'le ve Müslümanlıkla bağlamadım" dedi.
Berna Laçin savunmasını şöyle sürdürdü:
"Kaldı ki 30 yıldır tüm canlı yayınlarda, röportajlarda her an halkın önünde olan biriyim, 6-7 yıldır Twetter kullanıyorum, 5-6 bin tweetim var. Bugüne kadar bir kere bile değil kendi dinime hakaret etmek, başka dine mensup insanlara karşı nezaketsiz bir sözüm bile olmamıştır. Bütün kayıtlar da ortadadır."
Davaya konu tweeti attığı günlerde hac görevi sırasında kaçırılıp o bölgede esir tutulan bir kadın vatandaşımız gündemde ilişkin haberlerin gündemde olduğunu hatırlatan Berna Laçin Eşiz, "Bu konular tazeydi. O sırada konu idam olduğu için, idam yönetiminde olan ülkeler içinde tesadüfen Suudi Arabistan aklıma geldi. En popüler olduğu için. Örneği oradan verdim, bir kasıt yoktur. Tamamen bir şehir adı kullanılmıştır. İçerik idamdır. Etiket idamdır. Peygamberimizin ya da ehlibeytinin mezarının bulunduğu kutsal bölgelere ilişkin herhangi bir ifade veya söz, söz konusu değildir" dedi.
'İddianame benim için ağır oldu'
Berna Laçin, "Son söz olarak bir tarafta iddianamenin hazırlanmasına neden olan troller ve onların iddiaları suçlamaları var. Öte taraftan halkın büyük çoğunluğunun gayet yakından tanıdığı, 18 yaşımdan beri her anımı takip ettikleri, evliliğimden çocuğa kadar her konuda fikirlerini bildikleri benim sözüm var, karar sizin. Beraatimi talep ediyorum, böyle bir iddianamede bulunulması benim için ağır oldu" dedi.
Berna Laçin duruşması sonrası gazetecilere yaptğı açıklamada, "Söylenecek çok önemli bir şey yok, Twitter'daki benim bir sözüm üzerine trollerin yarattığı sahte bir infial vardı. Bunun üzerine davamız vardı, ifademi vermeye geldim. Son derece açık seçik bir durum olduğu için sıkıntılı bir durumum yok. Suçlamaları kabul etmiyorum. Hiçbir şey yok, çok sıkıntılı bir sürecim yok." dedi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Berna Laçin Eşiz'in çocuklara yönelik cinsel istismar ve öldürme eylemlerinin tartışıldığı dönemde sosyal medya hesabında 3 Temmuz 2018'de idam cezasına ilişkin paylaşımda bulunduğu, bu paylaşımın muhtelif sosyal medya hesaplarında yoğun tepkilere neden olduğu, bunun üzerine şüpheli hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Laçin'in soruşturmaya konu paylaşımı kendisinin yaptığını kabul ettiği belirtilen iddianamede, paylaşımda adı geçen Medine şehrinin İslam peygamberinin kabrinin bulunduğu, dolayısıyla Müslümanlar için kutsal değeri bulunan bu şehrin tecavüz rekoruna sahip olduğuna dair dile getirilen iddianın nesnel bir veriye dayanmadığı belirtiliyor. İddianamede şüphelinin "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.