Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
* Türkiye bir ekonomik kriz yaşıyor. 13 maddelik öneri paketini paylaştık. 'İsraftan sakının' dedik, 'israf yaparsanız krizin önünü alamazsınız' dedik. 'Akılcı bir borçlanma politikası takip edin dedik. Rant ekonomisini değil, halk ekonomisini destekleyin dedik. Bir ülke üretirse güçlü olur dedik. Bizi suçladılar. Ama biz ne dediğimizi çok iyi biliyoruz.
* 3 Ağustos'ta 100 günlük icraat raporu açıkladılar. 100 gün doldu. Ne oldu? Birincisi şu: 100 günlük programının açılışında, "Yastık altından gelin, dövizlerinizi çıkarın; dolar ve avrolarınızı çıkarın. Yerli ve milli direnişinizi ortaya koyun" dediler. Kimi vatandaşlarımız sahte dolar, 1 dolar alıp meydanlarda yaktı. Vesaire vesaire. Havuz medyasında ve televizyonlarında yayınlandı. 100 günün sonunda bankalarda döviz hesabı arttı, yerliler azaldı. Çünkü bizim insanımız zeki, tasarrufunu saklamak ister. E sana bakıyor bu lüks için para mı harcayacağım diyor. Ben çocuklarımın geleceğini düşünmek zorundayım diyor.
* Vatandaşlarımızın mesnetsiz ihbarlar nedeniyle suçlanmaması için kapsayıcı ve etkin tedbirler alınarak 'lekelenmeme' hakkının korunması gerçekleştirilecek dediler. Bu uygulama için ne yapıldı? Cenk Yiğiter, genç bir akademisyen. KHK ile üniversiteden atıldı, atılması yetmedi dergilerde yazı yazması, toplantılara katılması yasaklandı. Yetmedi, kamuda çalışmak yasak dendi. Yetmedi, vakıfta da çalışmayacaksın dediler. Avukat olmak istiyorum, madem doktora yaptım, hukuk fakültesini bitirdim dedi; onu da yapamazsın dediler. Yeniden sınava gireyim, kazanayım, başka bir alanda çalışayım dedi; girdi kazandı, üniversiteye de almadılar. Bu da yasak dediler. Siz bana her şeyi yasakladınız, bari yurtdışına gidip karnımı doyurayım dedi. Ona da yasak geldi. Osman Kavala, Eren Erdem, Ece Sevim Öztürk aynı şekilde. Hepsi hapiste, bunlara yaşam hakkı verilmiyor. Öğrenciler, avukatlar, akademisyenler, namuslu birçok insan düşündüğü, yazdığı, okuduğu için hapiste. Hiçbiriniz lekeli değilsiniz, lekeli olanlar size bu acıları çektirenlerdir!
* 309 milyon lira para toplandı. Şehit yakınlarına ve gazilere verilecek mi, ne oldu bu para? Sevgili Erdoğan duyuyor musun, nereye gitti bu para?
* Özel sektörde cesaret edip de sendikalaşabilen işçilere vallahi helal olsun. Flormar'da işçiler sendikalı oldu, hepsi işten çıkarıldı. Saray sahip mi çıktı? Yok, 100 günlük plana yazıyorlar sadece.
* 100 gün geçti, sanıyorlar ki millet unutur. Millet unutabilir ama Kılıçdaroğlu unutmaz.
* İsraf haramdır, israfı önlemek insan olmanın da bir gereğidir. İsraf aynı zamanda ahlaksızlıktır, savurganlıktır. Şimdi 100 günde israfı önleyeceklermiş. "Kamu idarelerinin harcamalarının gözden geçirişlmesi ve tasarruf için yönteminin belirlenmesi." Yani israf nasıl önlenecek bilmiyorlar, 100 günde yöntem belirleyecekler. Ülke ülke geziyorsun, o uçak da haramdır. Onurun ve haysiyetin varsa Katar uçağını iade et.
* Tarım Orman Bakanı da enteresan bir bakan. ‘Tavuk, balık yersek kendimize yeteriz’ diyor. Fransız Devrimi'nde ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler diyorlar ya. Bunun dünyadan haberi yok.
* Şu anda her 10 vatandaştan 7’si 'kriz var' diyor. Demeyenler saray ve çevresi, dolarla ihale alanlar. Onlar için kriz yok.
* Tek bir sebebi var basiretsiz bir yönetim, öngörüsüz bir yönetim. Fatura kime çıkıyor vatandaşa çıkıyor.Eğer kasaya damadını koyarsan böyle olur. Vatandaşa soruyorum 'kime kızaksın?' Damada değil, kasayı damada teslim edene kızacaksın.
* İsrafın önlenmesi lazım. İsrafın önlenmesi konusunda yöntem arayışına girmişler. Allah akıl fikir versin. Bir tane ev kadınını çağırısn, ev nasıl yönetilir anlatsın size.
* Savurganlık yapan bir devletin itibarı olmaz. Lüks yaşa, bu sadece dünyada alay konusu olan bir konudur, itibar değil. Tasarrufu vatandaş yapacak, savurganlığı saray.
* (Cemal Kaşıkçı cinayeti ses kayıtları) Yeni bir araştırma önergesi vereceğiz. O ses kayıtlarının TBMM’ye gelmesini isteyeceğiz. Türkiye'nin onurunu koruyacağız. Kaşıkçı cinayetinin ses kayıtlarını bütün istihbarat örgütleri biliyor ama bizim vatandaşımız bilmiyor; o kayıtların TBMM'ye gelmesini sağlayacağız.