Melis Alphan Artı Gerçek’te yayımlanan yazısında 15 yaşında olan Seda isimli çocuğun 6 yaşındayken amcası tarafından cinsel istismara uğradığı iddiasıyla açılan davayı yazdı. Amcaya beraat verilen mahkemede savcının mütalaasına yer veren Alphan şu ifadeleri kullandı: 

 
“Burada amcanın ceza alıp almamasından daha dehşet verici bir şey var ki, o da savcının mütalaası.
 
Savcı, sanığın masum olduğu görüşünü 6 yaşındaki çocuğun “fiziksel özellikleri dikkate alındığında göğüs bölgesinin sanığa herhangi bir şehveti bir duygu yaşatmayacağı” düşüncesiyle gerekçelendirmiş!
 
Kararda da Seda’nın “fiziksel olarak gelişimi tamamlanmadığı için göğüs bölgesinin oluşmadığı ve şehveti duygulara sebep olamayacağı” yazıldı ve sanığın eylemini bu aşamada bırakıp devam etmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, cinsel saikle yapmadığı belirtildi.
 
Bu gerekçenin hiçbir hukuki, tıbbi veya psikolojik açıklaması, bilimsel dayanağı yok. Savcı kendince beraat için bahane uydurmuş. Mahkeme de ikna olmuş!
 
Eğer bir çocuğun cinsel istismara uğrayıp uğramadığına faillerin ‘şehveti duyguları’ üzerinden karar vereceksek, 3 aylık bebeğe, 3-4 yaşında çocuklara cinsel istismarda bulunanlar için ne diyeceğiz? Bu ülkede fiziksel olarak gelişimini tamamlamamış binlerce çocuk var cinsel istismara maruz kalan. Bizim yargımız bırakmış bunu bir yana, faillerin şehveti duygularını ölçüyor.
 
En amiyane tabirle, yargının dediği şu:
 
“Yok yok, o niyetle yapmamıştır. Olmayan göğüs mü okşanır? Zaten o niyetle yapacak olsa devam ederdi, öyle okşayıp bırakmazdı...”
 
Ama şu soruyu sormuyor yargı: Amcası çocuğu ne amaçla üzerine çıkarır, atletini sıyırır?
 
Hayatın olağan akışına aykırı olan, amcanın eylemlerine devam etmemesi değil, adamın durup dururken bir çocuğun atletini sıyırıp göğsüne dokunması.
 
Beraat kararına sadece mahkeme başkanı şerh koydu. Mahkeme başkanı, mağdurun beyanlarının ayrıntılı olduğu, zaman ve mekan tanımına yer verdiği, amcasına iftira atması için hiçbir neden bulunmadığını ifade etti.
 
Ama savcı ve mahkeme heyeti olayı bu açıdan değerlendirmek yerine, sanığın şehveti duyguları üzerinden düşünmeyi tercih etti.
 
Ve ihtimal o ki, hali hazırda mağdur olan bir çocuk yargı sürecinde yeniden mağdur edildi.”