İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, "Emeklilik Çağında Çalışan İşçiler İş Cinayeti Raporu" yayımladı.
Rapora göre 2018'in ilk dokuz ayında emeklilik çağında olduğu halde çalışmak zorunda kalan en az 228 kişi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Raporun satır başları şöyle:
-Ölenlerin 4’ü kadın işçi, 224’ü erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım ve konaklama işkollarında gerçekleşti…
-Ölenlerin 206’sı 51-64 yaş aralığındayken, 22’si ise 65 yaş ve üzerinde. 65 yaşının üzerinde bile çalışırken ölenler emeklilik çağında çalışan işçilerin yüzde 10’u gibi yüksek bir orana sahip. 65 yaş ve üzeri ölen işçiler tarım, ticaret, metal, inşaat, taşımacılık, konaklama ve genel işler işkollarında çalışıyordu...
-Ölümler en çok inşaat, taşımacılık, tarım, belediye/genel işler, ticaret/büro ve madencilik işkollarında gerçekleşti. Yoksulluk ve yasal düzenlemelerle emeklilik hakkının fiilen ortadan kaldırılması yaşlı işçileri güvencesiz çalışma koşullarına itmiş ve güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağı haline getirmiştir.
-Bu işkollarında sigortasız çalışmak ya da sigortanın düzensiz yatmasından dolayı emekli olmak zordur. Diğer yandan başka mesleklerden emekli olup geçinemeyen ve yaşa takılanlar özellikle inşaatta çalışmakta, şoförlük yapmakta ve mevsimlik tarım işçisi olmaktadır...
-En fazla ölüm nedeni yüksekten düşme, ezilme/göçük, kalp krizi ve trafik kazasıdır. Yüksekten düşmeler inşaatta, ezilmeler inşaat ve tarımda, trafik kazaları ise taşımacılık işkolunda sık rastlanan nedenlerdir. Ancak dikkat çeken husus bütün işkollarında ‘emeklilik çağında çalışan’ işçileri ‘yatay’ olarak kesen neden olan kalp krizleridir. Her 5 "emeklilik çağında çalışan" işçiden 1’i çalışırken kalp krizi geçirerek yaşamlarını yitirmekte. Kalp krizinin nedeni ağır çalışma koşulları olduğu gibi bu durum belli bir yaşın üstünde olan işçilerin genel sağlığına dair ülkemizin hiçbir politikasının olmadığını da gözler önüne sermektedir…
-Ölenlerin 4’ü (yüzde 1,75) sendikalı işçi, 224 işçi ise (yüzde 98,25) sendikasız işçidir. Yani bu çağda çalışan işçilerin tamamına yakını sendika üyesi değil ve sadece "yaşamak" veya "emeklilik hakkını elde etmeye" çalıştıkları için en zor koşullara katlanmaktalar.