Diyarbakır merkezli 9 kentte yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 3’ü gazeteci 20 kişi, adli kontrol şartıyla, serbest bırakıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9 Ekim sabah saatlerinde gazeteci ve siyasetçilere yönelik düzenlenen operasyon kapsamında 100’ü aşkın kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 23 kişi emniyet işlemlerinden sonra serbest bırakılmıştı. Daha sonra gözaltına alınanlardan 25 kişi adliyeye sevk edildi.

Dün de 13 kişi tutuklanmıştı 

Aralarında gazeteci Kibriye Evren’in olduğu 13 kişi “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. Önceki gün ise geride gözaltında kalan 70’i aşkın kişi ise emniyet işlemleri tamamlandıktan sonra savcılığa sevk edildi.  

Savcılıkta ifadesi alınan gazeteciler Esra Solin Dal, Semiha Alankuş ve Mehmet Akdoğan, siyasetçiler; Figen Aras Kaplan, Hasan Hüseyin Ebem, Hüseyin Kaya, Fatma Gül, Azize İnanhan, Mehmet Nuri Özdemir, Hasan Çiçek, Hikmet Aralan, Yasemin Özer, Yüksel Baran, Prof. Dr. Nurettin Turgay, Vedat Dağ, Nejdet Sezgin, Tuğba Dündar, Zeki Baran, Nuran Günbati ve Mehmet Şenpolat adli kontrol şartıyla mahkemeye gönderildi.  Mahkemeye sevk edilen 20 kişi, ifadelerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İfade işlemleri devam ediyor

Savcılıkta ifadesi alınan Fahri Özbay, Gülistan Yıldız, Abbas Aslan, Leyla Ayaz, Dilnaz Ekmekçi, Barış Koyun, Aygül Alagündüz, Adnan Akgül, Ayşan Kanuş Zengin, Ahmet Aslan, Zülküf Koyun ve Savaş Aslan ise “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi. Mahkemeye gönderilen 13 kişinin işlemleri sürüyor. Adliyeye sevk edilen diğer gazeteci ve siyasetçilerin savcılıktaki ifade işlemleri de devam ediyor.

Öte yandan Demokratik Modernite’nin eski editörü Servet Öner, önceki gün İstanbul’da polisler tarafından gözaltına alındı. Öner, önce Taksim Polis Karakolu’na, ardından da Vatan’da bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Öner’in Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi. Öner’in Diyarbakır’a götürüleceği belirtildi.

Gözaltındaki gazetecilerden Kibriye Evren tutuklandı.

Gözaltında kalp krizi geçiren Aydoğdu müşahede altında 

Gözaltında kalp krizi geçirdikten sonra hastaneye kaldırılan DTK Eş Başkanlık Divanı Üyesi Hilmi Aydoğdu, yoğun bakım ünitesinde müşahede altında tutuluyor.

9 Ekim günü gözaltına alınan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Hilmi Aydoğdu, önceki gün geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılmıştı. Götürüldüğü hastanede anjiyo ameliyatı geçiren Aydoğdu, dünden bu yana müşahede altında tutuluyor.

 Aydoğdu’nun doktorlarından edinilen bilgilere göre, hastaneye geç götürülmesine rağmen kalpte hasar meydana gelmediğini, Aydoğdu’nun yaşamsal bulgularının iyiye doğru gittiğini belirtti. Ayrıca Aydoğdu’nun kalp krizi geçirme riski olduğundan dolayı müşahede altında tutulmaya devam edileceği bilgisi verildi.

Gözaltında kalp krizi Soylu'ya soruldu 

Öte yandan HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, Aydoğdu hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru önergesi verdi.

Dağ, Soylu'ya şu soruları yöneltti:

-Gözaltında kalp krizi geçiren Hilmi Aydoğdu’nun hastaneye 1,5 saat geç götürüldüğü doğru mudur?

-Hilmi Aydoğdu gözaltına alındıktan sonra rutin sağlık kontrolü yapılmış mıdır? Sağlık kontrolü yapılmış ise kolluk kuvvetlerine verilen sağlık raporunda kişinin yaşı, sağlık sorunu ve kalp rahatsızlığıyla ilgili sorunlardan bahsedilmiş midir?

-Hilmi Aydoğdu’nun hastaneye 1 buçuk saat geç götürüldüğü doğru ise buna neden olan kolluk kuvvetleri hakkında idari soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmamış ise nedeni nedir? Başlatılmış ise ne aşamadadır?

Tanrıkulu: Kürtler hukuk dışı operasyonlara sandıkta cevap verecek 

Gözaltılara tepki gösteren CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Kürtler, mutlaka ama mutlaka bu hukuk dışı, siyasi amaçlı operasyonlara sandıkta cevap vereceklerdir” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, operasyonun yerel seçimlerle ilgili olduğuna işaret ederek, HDP’nin yerel seçim çalışmalarının engellenmek istendiğini belirtti. Tanrıkulu, “Her seçim öncesi siyaset yapacak kadroların etkisiz hale getirilmesi için yargı maalesef bir şekilde kullanılıyor. Geçtiğimiz 10 yıla bakarsak, her seçim öncesi maalesef bu kadrolara karşı böyle bir yöntem uygulanıyor. Ve yargı da bu konuda baskı aracı olarak kullanılıyor” dedi. HDP’nin milletvekillerinin, belediye başkanları ile binlerce yönetici ve çalışanın tutuklu olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, “Geride kalan kadrolara bu şekilde yöneliyorlar. Bu operasyonla baskı ortamı oluşturarak, insanları yıldırmak, umutsuz etmek ve seçeneksiz bırakmak amaçlanıyor.  Sonuçta Kürtler, son derece politiktirler. Kürtler, mutlaka ama mutlaka bu hukuk dışı, siyasi amaçlı operasyonlara sandıkta cevap vereceklerdir. Seçimlere girmiş, halktan onay almış bir siyasi partiyi sürekli kriminalize etmek Türkiye’nin barışına ve bütünlüğüne hizmet etmez” diye konuştu.